" title="Prof. Dr. İsmail TATLIOĞLU">

Hoşgeldiniz

TWITTER FACEBOOK

FACEBOOKTA BİZ

15.07.2019 tarihli PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU

Ana Sayfa » MECLİS ÇALIŞMALARI » 15.07.2019 tarihli PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Teşekkür ederim.
Efendim, ben iktisat fakültesinin duayen hocalarından Memduh Yaşa’nın bir hikâyesiyle, fıkrasıyla havayı biraz değiştirmek istiyorum.
1990’lı yıllarda komünizmin bittiği, sosyalizmin çöktüğü konuşulurken bir panelde o zaman sosyalist arkadaşlar “Çökmedi, piyasa sosyalizmi oldu.” falan derken bir hikâye anlattı. Ağanın bir atı varmış, çok sevdiği bir at; kahyayı çağırmış, demiş ki: “Buna iyi bak. Ne istiyorsa serbestsin. ‘Öldü.’ dersen öldürürüm seni.” Birkaç gün, bir hafta, iki hafta sonra ağa gelmiş, kâhya demiş ki: “Beyim…” “Ne var?” “Atla ilgili…” “Ne oldu?” “At ayakta değil.” “Yiyor mu?” “Yemiyor.” “İçiyor mu?” “İçmiyor.” “Oğlum, nefes alıyor mu?” “Almıyor.” “E, ‘öldü’ desene.” “Ben demedim.” demiş. Siri’ye sormuşlar -son zamanlarda sosyal medyada bir şey var- “Türkiye’de kriz var mı?” “Bu kavram yabancı.” diye cevap vermiş.
Değerli arkadaşlar -Sayın Oktay’ın CV’sini de ben daha önce okudum- ben şuna inanıyorum: Türkiye, gerçekten birinci sınıf plan yapabilecek çok insan sermayesine sahip; Türkiye, içinde bulunduğu durumu değerlendirip buradan bir çıkış planı üretecek çok nitelikli insan sermayesine, geleneğe ve devlete sahip. Ben kafadan şunu söylüyorum: Bakın, bu plan, bir kere, bir şeyi kaldırıyor. Sayın Cumhurbaşkanının imzaladığı -bunu çok söylediler, ben fazla tekrar etmek istemiyorum- Onuncu Plan’ın 1’inci maddesi -Sayın Oktay, 2023 planı- yani 2013’te yaptığınız planın 1’inci maddesi diyor ki: “Biz ülkeyi 2023 hedeflerine çıkaracağız.” 2018 seçiminde, AK PARTİ’nin beyannamesinde -360 sayfa- 102 defa “2023 hedefleri” denmiş. Gelelim bütçe konuşmalarına. Sayın Oktay, siz konuşmanızda 3 defa demişsiniz; Ulaştırma Bakanı 9 defa, Gençlik Bakanı 7 defa, Ziya Selçuk, Zümrüt Selçuk 7 defa, Ticaret Bakanı 5 defa… Demeyen yok ve bu arkadaşların hepsi Erzurum’da, Giresun’da, Samsun’da millete böyle dediler, on yıldır da böyle diyorlar “Biz 2023’te 25 bin dolar…” Şimdi, birden -insanı bu üzüyor, beni bu üzüyor- bir kalkınma planı geliyor ve hiçbir şey eleştirmeden bunlar çöpe gitmiş. O zaman ben çok üzülüyorum, arkadaşların yerinde, sizin yerinizde olmak istemem. Ne diyeceğim ben yani arkadaşlar, ben size on yıldır… Bunun bir siyasal sorumluluğu olmalı. İlaveten şunu derseniz çok üzülürüm: “Efendim, siyasal sorumluluğu var, biz önümüzdeki seçimlere gideceğiz.” Bu, çok yanlış; biliyorsunuz, bu, demokratik teamüllere uymuyor yani. Biz şimdi bunları atlamayalım. Bunun için özellikle söylüyorum. Bakın “Kural tanımayanlar, plan yapamazlar.” diyor kitap; “Usule uymayanlar, esasta isabet edemezler.” diyor kitap. Ben bu nedenle özellikle bunu söylemek istiyorum. Planların ben çok üzerinde durmayacağım, 2006 yılında dünyada 60 ülke plan yapıyormuş, 2018’de 134 ülkeye çıkmış ama planın da içeriği değişmiş. Artık bu kalkınma planları stratejik planlar oluyor.
Bakın, bu planların başarısı için 4 madde var, ben 2’sini okumak istiyorum: Planın, madde anlamında ortaya koyduğu hedeflere ulaşmak için kanıtlanabilir bir temeli var mı? Bu madde, bu millî gelir şu kadar olacak, ihracat bu kadar olacak diyoruz ya… İkincisi -4’ten 2’sini sayıyorum- plan hazırlandığı ülkedeki sosyal problemlere cevap verebiliyor mu?
Efendim, bakın, Dokuzuncu Kalkınma Planı sizin zamanınızda yapıldı, büyüme hedefi yüzde 100 sapmış. Onuncu Kalkınma Planı’nın sapmayan bir şeyi yok, 10’uncu Kalkınma Planı’nda sapmayan bir şey yok. Merkez Bankasının bütün raporlarında sapma var. Ya, şimdi, Türkiye’de özel sektör olsanız neye göre, neyi rehber alıp gideceksiniz? Benim üzüldüğüm nokta… Ben bunu sizi eleştirmek için söylemiyorum. Hâlbuki aynı sizden, aynı bizden doğru yapabilecek şeyler çıkar.
Bakın, ben Sayın Şener’in de düşüncesine, Erol Bey’in de düşüncesine katılıyorum. Bir plan yapıyoruz. Normalde nedir bu planın… Bu sıralar plan geliyorsa 2020 yılında uygulanacak bir plan gelmeli. Sayın Durmuş Yılmaz söyledi, tabii olarak planın bütçeyle bir alakası kalmamış durumda.
Şimdi, bakın, Sayın Oktay, bir tane örnek vermek istiyorum: Bu planda, beş yılda, ortalama kalkınma, büyüme hedefimiz 4,3 diyoruz. Şimdi, bu sene için tahminler eksi 1,3. Sizin tahmininiz değil tabii, sizin tahmininize göre 2,3’tü bütçe. Dolayısıyla, birleştirdiğimizde, bu yılı saymazsak önümüzdeki dört yılda 5,6 büyümemiz lazım. E, ama bunun kanıtlanabilir bir temeli yok. İnanın, Mercedes 500 SEL’ler toplanmış, hepiniz o kalitedesiniz ama kum taşıyacağız. Ya, kumu taşıyacak araba var, bununla daha güzel işler yapalım; mesele bu.
Bakın, ben kısa konuşacağım dedim, Genel Kurulda da muhtemelen yirmi dakika konuşmam artık. Benim önerim şu efendim: Gelin, şu elimizdeki 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı bu sene için geçiş planı yapalım ve 2020-2023 arası güzel bir çıkış planı yapalım. Bakın, inanın, 2017’de biz parti kurarken AK PARTİ 2007’nin gerisine düşüyor dedik ve düştü. Şimdi de 2002’nin gerisine düşüyorsunuz. Siz düşmüyorsunuz, hepimiz düşüyoruz ve buradan düşmeyecek, tutunacak güç hepimizde var. Lütfen, bu bilgilere, bu önerilere biraz kredi verin çünkü acı hepimizin acısı.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım.