" title="Prof. Dr. İsmail TATLIOĞLU">

Hoşgeldiniz

TWITTER FACEBOOK

FACEBOOKTA BİZ

13.06.2019 – İYİ PARTİ GRUP ÖNERİSİ KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ

Ana Sayfa » MECLİS ÇALIŞMALARI » 13.06.2019 – İYİ PARTİ GRUP ÖNERİSİ KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer mensupları; hepinizi partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Kamu özel işbirliği projeleri esasında Türkiye’de 1986’dan beri uygulanan ve dünyada da 1980’den sonra uygulama alanı bulan bir yatırım şeklidir. 1980’lerden sonra gelişmekte olan ülkelerde özel sektörün yeterli finansmana sahip olduğu, yeterli sermaye birikimine sahip olduğu bu nedenle kamuya ait altyapı yatırımlarına, yüksek sermaye gücüne sahip özel sektörden de yararlanarak altyapı yatırımlarına hız verilmesi düşüncesi Türkiye’de, Çin’de, Arjantin’de, Brezilya’da başta olmak üzere Hindistan da dâhil, gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılmıştır. Bugün baktığımızda Türkiye’de de kamu-özel iş birliği projeleri yani halk tabiriyle yap-işlet, yap-işlet-devret, yap-işlet-kirala şeklinde tabir edilen projelerin… Yaklaşık 243 projeden bahsediyoruz ve bu 243 projenin 62,8 milyar dolarlık bir yatırım tutarı var yani bunları, bu projeleri kamu kendi üstlenmiş olsa yaklaşık 63 milyar dolarlık bir yatırım yapması gerekiyor. Peki, bu projelerin getirisi ne? Getirisi 139 milyar dolar yani 63 milyar dolar yatırım yaptığınızda 139 milyar dolarlık bir getiriniz söz konusu.
Peki, projeler hangi alanlarda? Özellikle tabii ki yeni ihtiyaç duyulan alanlarda. Enerjide 92 projemiz var, kara yolunda 42, limanlarda 23, hastanede 20, havalimanında 19, diğer projeler de olmak üzere toplam 243 proje konuşuyoruz. Esasında 2023 hedefleri doğrultusunda konuşulan projelere bakarsak da 325 milyar dolarlık bir portföy konuşuyoruz. Bu 325 milyar dolar önemli bir rakam Türkiye için. Nasıl vurgulayalım? Mesela 2019 yılı bütçesinin iki katı. Bu, bugün itibarıyla 243 milyar dolarlık projelerin geliri 139 milyar, proje geliri. Bunlar da 2019 bütçesinin yaklaşık yüzde 80’ine, 90’ına eşit bir değer.
Esas olarak, baktığımızda, sistemin kullanılmasında bir sıkıntı yok, sistemin varlığında da bir sıkıntı yok ama özellikle Türkiye’de sistemin işleyişinde sıkıntı söz konusu ortaya çıkıyor. Ne gibi mesela? Mesela bu sistemin kamu-özel iş birliği projelerinde temel olarak bir 5 asıl, bir de 5 yedek şirket var. Bunlar asla değişmiyor, bu şirketler ana aktörler ve yardımcı aktörler olmak üzere 10’lu bir grup var. Hatta bunların ilk 5’i dünyada kamudan en çok ihale alan 5 firma olarak da geçiyor, büyük projeleri.
Peki, bir başka şekli sistemin, bu kamu-özel projelerin, önemli projelerin sözleşmeleri ortada yok. Geçen bütçe görüşmelerinde de hep beraber burada şahit olduk, Parlamentodaki bütün milletvekili arkadaşlarımız Sağlık Bakanından şehir hastaneleriyle ilgili sözleşmenin gösterilmesini talep ettiler, Sayın Sağlık Bakanı bunu bir türlü yapamadı yani yok. Dolayısıyla şeffaf yürütülmeyen bir süreç var. Şeffaf yürütülmeyen sürecin ahlaki ve hukuki tarafı bir yana -ona yine hukuki olarak ve ahlaki olarak eleştirel bir yaklaşımda bulunulur- ama ekonomik olarak şöyle bakmak lazım: Piyasa ekonomisinin dışında gidiyor işler yani siz kamu olarak bir alan açıyorsunuz, bir ihale yapıyorsunuz ve bu ihaleye eşit şartlarda girme imkânı yok ve çok büyük projeleri konuşuyoruz.
Şöyle bir şey de var: Esasen bu firmalar normal bir müteahhitlik firması değil, bu işler bir müteahhitlik işi değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) – Bir dakika…
BAŞKAN – Devam edin.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) – Yani daha önce, mesela diyelim ki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü 1974’te konuştuğumuzda bir firmaya veya bir gruba bu ihale ediliyordu, firmadan sadece müteahhitlik birikimi alınıyordu, bir hizmet birikimi ama bu projelerde bu aranmıyor esas olarak. Daha fazla sermaye birikimi ve de proje yönetimi aranıyor. Ama baktığımızda bu 10 firmanın 8,5 tanesi diyelim bunlardan yoksundu zamanında, bunların çoğu bilinmeyendi. Bu projeler sayesinde bilindi ve şeffaf yürütülmüyor. O zaman bunu Parlamentonun bir masanın üzerine koyup çalışması ve üzerinde konuşması gerekiyor. Biz bugün konuşmazsak yarın savcılar konuşmak durumunda kalır. O nedenle bizim bu önerimizi hepinizin takdirlerine sunuyorum.
Saygılar sunarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)